top of page

Yüz yüze ve online servislerimiz

01.

İlişki ve Evlilik Danışmanlığı

İlişki Danışmanlığı sürecinde; kişilerin ilişki kalitesini yükseltmek, daha verimli ilişkiler geliştirmesine destek ve olanaklar yaratılır.

Danışmanlık çalışmalarında amaç; öncelikle bir birey olarak kendimizi tanımak ve anlamaktır. Bizler, birey olmayı başarabildiğimiz oranda sağlıklı ilişkiler geliştirebiliyoruz. Aksi takdirde diğer insanlardan ve çevremizden daha fazla etkileniyor,  zihinsel anlamda karmaşa yaşayabiliyoruz.  Yaşamımızdaki sarsıcı deneyimlerden olumsuz anlamda etkilendiğimizde, dengemizi kaybedebiliyoruz. İlişki ve Evlilik Danışmanlığının kapsamı;  insanlarla, çevremizle ve yaşamla olan etkileşimlerimizin bir denge üzerinde yürümesine destek olmaktır.

Danışmanlık sürecinde bireysel ya da çift olarak öncelikle; kişi kendi iç dünyasının ve diğer insanların iç dünyasının farkına varır. Ardından bulunduğu çevrenin daha kapsamlı bir farkındalığına ulaşır. 

İlişki kavramı çok geniş bir yelpazede, yaşamı yaratma biçimimizdir. Bu kavram;  her tür nesne, insan, soyut ve somut olmak üzere birçok şeyin birbiriyle etkileşimini kapsar. Herhangi bir insanın ilişkilerinin niteliği, o insanın yaşamının kalitesini belirler. İlişki sorunlarının çözümü ancak ilişki konularında bilinçli bir tutum geliştirmemizle mümkün oluyor.  Bu olanaklardan yararlanarak tatmin edici bir yaşamı yaratabilmek ancak bireyin kendisini değerli görmesiyle başlayacaktır.

İlişki Danışmanlığı süreci, istenilen birliktelik ve ona uygun koşulların sağlanmasını hedefler. Kişinin ilişkilerine farklı bakış açılarıyla bakabilmesi sağlanır. Farkındalığın gelişmesi sonucunda; verimsiz ilişkilerin iyileştirilmesi, değiştirilmesi ve sağlıklı ilişkiler kurabilmenin önündeki engeller aşılır. İlişkilerde kararlılık ve sınırları belirleme noktasına eriştiğimizde, çevremizle uyumlu bir ilişki geliştirebiliriz. 

Öte yandan; stres yönetimi, kaygı, öfke kontrolü ve uyum konusunda hem kendimizle hem de tüm bu unsurlarla zorlanan kişilerle nasıl iletişim kuracağımızla ilgili olarak çatışma çözümleri için donanım oluşturulur.

İlişki Danışmanlığı; birey olabilmenin koşullarını yerine getirebilmek, kişiler arası ilişkilerde dengeyi sağlayabilmek üzerine kuruludur. Sonuç olarak içsel dengeye ulaşarak, yaşamın doğal ritmine uyum sağlayabilmeyi hedefler.

02.

Human Design

Kendinizi keşfetmeye hazır mısınız?

 

Human Design Sistemi; Bilimi spiritüellikle buluşturarak bizi gerçek doğamızla tanıştıran ve bize bizi anlatan, güçlendirici ve dönüştürücü bir güce sahiptir.

Human Design İnsan Tasarımı bize, yaşamak üzere geldiğimiz planımızı ve yaradılış tasarımımızı anlatır.

Yaşamımız ve tasarımımız arasındaki farkları bize göstererek bu yaşam yolculuğunda bize rehberlik eder.

Yaşam Tablomuzda;

  • Karar alma mekanizmamızın nasıl işlediğini

  • Yaşamı nasıl algıladığımızı

  • Yeteneklerimizi

  • Sezgilerimizi

  • Şartlanmalarımızı

  • Nasıl güdülendiğimizi ve ne çeşit dürtülere sahip olduğumuzu

  • Bizi neyin motive ettiğini

  • İnsanlarla nasıl bağlantıya geçtiğimizi

  • Düşünce sistemimizi

  • Davranış biçimlerimizi ve davranış kalıplarımızı

  • Stres birikimimizle doğamıza uygun şekilde nasıl başa çıkabileceğimizi ve daha birçok şeyi keşfediyoruz.

 

Human Design Sistemi; Aile ve Çocuk

Ailemizle, çocuklarımızla ve çevremizle daha kolay, verimli ve daha sağlam ilişkiler sürdürmenin ne kadar kolaylaştığını fark ederiz. Özellikle çocukların tasarımlarının biliniyor olması anne ve babalar için önemli bir rehberdir. Bu sistemle çocuklarımıza değerlilik ve yeterlilik duygusu kazandırarak onları yaşama karşı cesaretlendirmiş ve yaşam sürecine olan güvenlerini desteklemiş oluruz.

Bu sistem, Anne-Baba-Çocuklar arasındaki farklılıkların kişisel değil, doğal ve yaradılış farklılıkları olduğunun ayırdına varılmasını sağlar.

Yaşam Tablosu okunan kişilerde derin bir rahatlama hissi oluşur. Bunun sebebi ise şimdiye kadar kendi yaradılışlarına gösterdikleri direncin farkın varmaları ve bu farkındalıkla gelen kendini kabullenme sürecinin başlamasıdır. Sadece kendi olabilme fikrine bir geçiş sağlanır.

            - Fiziksel, zihinsel, duygusal ve ruhsal boyutlarıyla insan bir bütündür.

            - İnsan Tasarımı Sistemi kişinin kendiyle ilgili en derin potansiyelini ortaya çıkarır.

            - İnsan Tasarımı Sistemi ile yaşam tablosu herkes için okunabilir.

Birçoğumuz içsel bir huzursuzluk ve bir boşluk hissiyle kendimizi tam ve bütün hissedemediğimizde;

 “Benim bu yaşamdaki amacım nedir?”,

“Ben nerede hata yapıyorum, neden yaşamımdan tatmin olamıyorum?”,

 ”Hayallerim neden gerçek olmuyor?”

“Diğerlerinin başardığını ben neden başaramıyorum?” gibi soruları kendimize sorarız ve çoğu zaman da cevap alamayız ya da kendimize verdiğimiz cevaplar gerçeklikten uzak, aciz hissetmemizle sonuçlanır.  Bu durum zaman zaman kendimizle olan bağımızı zayıflatarak bizi yaşamdan uzaklaşacak noktaya bile getirebilir.

İnsan Tasarımı Yaşam Tablomuz ile bu yaşamda kendimizi en çok ifade edebildiğimiz alanları nasıl daha etkili kullanabileceğimizi fark ederiz. En önemlisi, bu Sistem bizlere kendimizi nasıl mutlu edebileceğimizi ve kendimize huzur verme becerimizin önünü nasıl açabileceğimizi gösterir. Ancak böylelikle bizler kendimize koyduğumuz engelleri de fark ederek yaşamda ilerleyip genişleme fırsatını bulabiliriz. Özetle; kendimizi gerçekleştirebiliriz.

Human Design İlişki Okumaları

İnsan Tasarımı Sistemi ile Yaşam Tablosu okumaları sonrasında; ilişkilerdeki arkadaşlık, hakimiyet, uzlaşma ve elektro-manyetik etkileşimleri, kişisel bakış açılarını ve seçimlerimizdeki farklılık alanlarını görerek ilişkiyi sağlıklı bir şekilde sürdürebilmenin ayrıntılı ve açıklayıcı bilgilerine ulaşırız.

Human Design İnsan Tasarımı Sistemindeki Yaşam Tablomuzda düzeltilmesi gereken herhangi bir durum yoktur, yaşadıklarımızın tümü kendi tasarımımıza ve çevremizdeki kişilerle etkileşim sonucunda edindiğimiz deneyimlere bağlıdır. Yeryüzünde insan sayısı kadar insan doğası mevcuttur. Kendi doğamıza kulak vermeliyiz. Bu sistemle eşsiz, benzeri olmayan ve bu sebeple de hiç kimseyle kıyaslanamayan varlıklar olduğumuzu keşfediyoruz ve öğreniyoruz.

Yaşam Tabloları aracılığıyla farkında olmadığımız özelliklerimizi farkında olduğumuz özelliklerimizle entegre ederek ”benlik duygumuzu güçlendirme” fırsatını yakalıyoruz. Kendi eşsizliğimizi, benzersizliğimizi ve bize has özelliklerimizi görerek kabullendiğimizde, yaşamamız kesinlikle daha tatmin edici ve doyurucu bir yöne doğru ilerliyor.

03.

Nefes Terapisi

 “Nefesimizin Ritmi, Yaşamımızın Ritmini İfade Eder”

Canlılığımızı sürdürebilmemiz için bedenimize oksijeni çok büyük oranda nefesimiz aracılığıyla alıyoruz. Tüm diğer canlılar gibi yaşamda kalabilmek için nefes alıp vermek durumundayız. Yaşam kalitemizi fiziksel, zihinsel ve ruhsal anlamda dengede tutabilmenin yolu “doğru nefes” almayla yakından ilişkilidir.

Nefes; doğum ve ölüm arasındaki yaşam sürecinin bir ifadesidir.  Yeterli ve doğru nefes alamadığımızda; ruh-zihin-beden bütünlüğümüzde aksaklıklar ve bozulmalar meydana geliyor. Oksijen; iç organlarımızın, salgı bezlerimizin, sinir sistemi ve beynimizin çalışması için gereklidir; beynimizin, bedenin tüm sistemlerini çalıştırabilmesi için diğer organlara oranla daha fazla oksijene ihtiyacı vardır. Bedenimize yeterli oksijen alamadığımızda; gerginlik, stres, zihinsel karışıklıklar yaşayabiliyoruz. Beynimizin çalışma mekanizmasıyla uyuma girebilmek için doğru nefes alabilmeliyiz.

Bizler görünenin ötesinde ve sınırsız varlıklarız. Aldığımız nefesin de bildiğimizin ötesinde bir gücü vardır; iyileştirme, bedeni dengeleme, zihni sakinleştirme ve bütün hissetme… Nefes Terapisi uygulamasında nefesimizi bedeninizdeki blokajları açığa çıkarmak, açmak ve çözmek için kullanıyoruz.  Blokaj olarak nitelendirdiğimiz durum; nefesimizin doğal ritmini bozan ve nefesin akış yolunda sertlik olarak gözlemlediğimiz engellerdir. Nefes Terapisi uygulanırken bedenin de gevşemeye başlamasıyla kolayca yumaşayabilen noktalardır. Nefes Terapilerinde aldığımız nefesi kendi kendimizi iyileştirme gücüne dönüştürüyoruz. Nefesimizin gücüne tanıklık ederek ve nefese odaklanarak onun iyileştirme gücünü keşfederek kullanıyoruz.

“Nefes, elle tutulamayan gözle görülemeyen öte yandan çok sade bir şekilde bütünsel iyileşmeyi destekleyen doğal bir kuvvettir.”

Nefes Terapilerinin Amacı Nedir? 

Doğru nefes almanın önemi: Diyafram kaslarını kullanmak; akciğerlerin kapasitesini genişletmek, alırken ve verirken beklemeden ve bağlantılı nefes almakla mümkün olur. Böylece nefesin kapasitesi belli bir seviyeye ulaştırılır. Diyafram kaslarının çalışmasıyla birlikte iç organlarda masaj etkisi yaratır ve kan dolaşımını uyarır. Bunun sonucunda Nefes Terapisi sonrasında bedende meydana gelen derin rahatlama hissi deneyimlenir.

Nefesimizi Doğru Aldığımızda Neler Olur?

-  Ne Tür Kazanımlar Elde Ederiz?

FİZİKSEL, ZİHİNSEL ve RUHSAL seviyelerde olumlu değişimler meydana gelir;

-Rahatlayan beden ve zihnin sonucu olarak duygusal reaksiyonlarda sakinleşme

-Kalp ritminin düzenlenmesiyle kan basıncının düşmeye başlaması

-Sindirimin kolaylaşıp bağırsak aktivitesinin hızlanması

-Bedenin gevşeme durumuna geçmesiyle birlikte stresin azalması ve stresle daha kolay başa çıkabilme; tolerans ve kabullenme kapasitemizde artış

-Uyku düzeninin ve kalitesinin artışı; gevşeyen bir beden uykuya çabasız bir şekilde geçecektir

-Zihinsel aktivite düzene girer; zihin fonksiyonlarımız güçlenir, analiz-sentez gücü artar. Motivasyonu ve dikkati arttırarak doğru seçimler yapmamıza sebep olur.

“Yaşadığımız acıların, sıkıntıların ve tüm olumsuz duyguların kaynağı zihnimizdir. Olumlu düşünebilme becerisi kazanmak da bizim elimizdedir ve tercih her zaman bizimdir; bir başkasının değil!”

 

Tüm bu kazanımlar ve daha birçok seviyedeki kazanımlar bilinçli nefes alma becerisinin kendiliğinden gelişen sonuçlarıdır.” Nefesimizin bedenimizi ve zihnimizi iyileştirme gücüne izin verelim!

Vücudumuzda toksinlerin %70 i nefesle atılmaktadır. Birçok psikolojik ve psikosomatik rahatsızlığın temelinde doğru nefes alamama durumu söz konusudur. Nefes Terapisi uygulamalarıyla nefes alış verişi, doğduğumuzda aldığımız orijinal nefes ritmine kendiliğinden ve çabasız bir şekilde geri dönülür. 

Yaşlanma hızımızın en belirgin sebebi nefes alışkanlıklarımızın kısıtlı olması sebebiyle hücrelerin yeterli ve düzenli oksijen alamamasıdır. Akciğerlerimizin kapasitesini tam olarak kullanamadığımızda nefesin ritminde düzensizlikler yaşamaktayız. Doğru nefes almak bütün bu solunum sorunlarını ortadan kaldırır ve hayat kalitemizi arttırır.

Nefesimizi Nasıl Ve Ne Şekilde Limitliyoruz?

Gerçekleştirilememiş arzularımızla ve baskılar altında bir yaşam sürdüğümüzde; yüksek seviyede duygusallıkla birlikte bedensel ve zihinsel dengemiz alt üst oluyor, bozuluyor. Yaşanmamışlıklarımızı telafİ etmek adına da daha fazla çabalamaya ve daha yüksek eforlar sarf etmeye başlıyoruz. Sezgilerimizin ve iç sesimizin yerine zihinsel kurgularımızın, ezberlerimizin, öğrendiklerimizin esiri oluyor ve kendimizden (özümüzden) uzaklaşıyoruz. Böylece Nefes alışkanlıklarımız değişmeye başlıyor,  sık sık nefeslerimizi tutuyor ve limitliyoruz.  Bedenimiz az oksijen alımı sonucunda bitkinleşiyor ve yorgun hissediyoruz. Sonuç olarak bedenimizde çeşitli hastalıklar baş gösteriyor; “zihinsel karmaşalar ve zihinsel anksiyeteler” yaşıyoruz.  İçsel enerjimiz (yaşam gücü enerjimiz) azalıp yaşam sevincini, coşkuyu yitirdiğimizde bağışıklık sistemimiz düşer ve bizi korumasız bırakır.  Fiziksel, zihinsel ve ruhsal anlamda tükenmişlikler yaşayabiliriz.

Nefes Ve Odaklanma;

Nefes terapisi sırasında; sadece nefese odaklanma eylemi dahi kendimizle olan içsel bağlantımızı güçlendirir.  Yaşadığımız üzüntü, sıkıntı ve benzeri hangi duyguyu yaşıyorsak nefesimizin ritmiyle birlikte herhangi bir duygu durumuna takılı kalmayız. Böylece “içsesimizin rehberliğini duyabilir hale geliyoruz. Unutmayalım ki; duygu durumları geçicidir ve düşüncelerimiz de her an değişir. Nefes Terapileriyle sakinleşen bedenimiz ve zihnimiz sayesinde artık iç sesimizi çaba sarf etmeden duymaya başlarız.

“Direndiğimiz ve sürekli değiştirmeye gayret sarf ettiğimiz her şeyin; bedenimizde ve zihnimizde gerginlik ve karmaşa yarattığını biliyoruz. Nefes Terapisi sayesinde direnç gösterdiğimiz birçok şeyden özgürleşebiliyoruz. Böylece olan her şeyi, olduğu gibi kabullenebilmemiz de kolaylaşıyor. “

Nefes Ve Meditasyon;

Nefes Terapisinin diğer bir kazanımı da “derin meditasyon” yapabilme yeteneğini beraberinde getirmesidir. Nefes Terapisinin son bölümünde “bütünsel olarak derin bir meditasyon hali deneyimlenir. Bu durum gevşemiş bir ruh-zihin-beden bütünlüğü deneyiminin sonucudur. Nefes Terapisinin bitiminde meditasyon hali, çabasız bir şekilde kendiliğinden meydana gelir.

Bu deneyim kişinin meditasyon hakkındaki tüm sorularının cevabı niteliğindedir. Çünkü derin rahatlama hissi elde edilmiştir. Kişi daha önceleri meditasyon yapma yeteneği geliştirmişse, daha derin meditasyon halini deneyimler. Eğer hiçbir meditasyon deneyimi yoksa bunu en kolay ve kendiliğinden olacak şekilde deneyimlemiştir. Tüm bunlar amaçlanan nihai kazanımlardan biridir. 

Nefes Terapilerinin Sonuçları;

Sonuç olarak; Bedenimizde nefesimizi limitlediğimiz alanlara nefes ulaştıkça limitli nefes alma, nefesi tutma gibi alışkanlıklarımız da kendiliğinden sonlanır. Kişi nefesinin volümünün arttığını akciğerlerine belli bir ritimde nefesin aktığına tanık olur sonuçta artık beden doğal nefes ritmini hatırlamış ve buna geri dönmüştür.

“Tüm dikkatimizi nefesimize nefes almaya odakladığımızda bedenimizdeki var olan enerji de nefes alma derinliğine göre hareket edecektir.”

Nihai Amaç; Kişinin Nefes Terapisini Kendi Başına Yapabilme Yeteneğine Ulaşmasıdır;

Bedende birikmiş blokajlar açılıp nefes engelsiz bir şekilde akmaya başladığında nefes açılmış demektir. Alınan nefes tutulmadan, duraksamadan ve bir engele uğramadan bağlantılı bir şekilde akıyordur. Artık akciğerlerin nefesi alma kapasitesi tamdır. Nefesin ritmi ve nefesin volümü güçlenmiştir. Nefesinin farkında olan kişi ihtiyaç duyduğu zaman Nefes Terapilerini kendi kendine uygulayacak seviyeye gelmiştir.

Kısacası; kişi kendi kendini iyileştirme gücünü Nefes Terapisi aracılığıyla dilediği ve ihtiyaç duyduğu zaman aktive edebilecek yeteneğe ulaşmıştır. Meditasyon konusunda da çeşitli seviyelerde pratik kazanmıştır. Nefesi rahat akan, nefesi açılmış bir kişi kolayca meditasyon durumuna geçebildiği için manevi dünyasına kolayca odaklanabilir ve içine dönebilir. Nefesine odaklanabilmesi sayesinde; dışarıdaki herhangi bir uyaranı dikkate almadan bunu deneyimler. Yaşamın getirdiği herhangi bir durum karşısında sakinliğini artık kaybetmeyecek ve olanı olduğu gibi görebilecektir.

Nefes Terapisi Sırasında Beyin Dalgaları Değişime Uğrar;

Nefes Terapileri sayesinde bedenimizi tamamen rahatlatarak ve gevşemesini sağlayarak beyin dalgalarımızı ALFA seviyesine getirebiliyoruz; dış dünya ile iç dünyamız arasındaki  Alfa seviyesinde uyku ile uyanıklık arasındayızdır ve meditasyona geçebiliriz.

Batıda Nefes Terapileri;

Nefesle ilgili olarak birçok bilimsel araştırmalar yapılmış ve Nefes Terapilerinin olumlu sonuçları raporlanmıştır. Örneğin; bedende biriken toksinlerin %70 oranında verilen nefes aracılığıyla atıldığını göstermiştir.

Bir başka çarpıcı örnek ise; “Almanya’da Sağlık Bakanlığı “Nefes Terapilerini” desteklemektedir. Birkaç yıl önce Bakanlık tarafından yapılan araştırma sonucu; Nefes Terapisi alan kişilerin sağlık harcamalarının maliyetinin düştüğünü ispat etti ve bu sonuç değerlendirilerek Nefes Terapilerinin desteklenmesine karar verildi. 

Ülkemizde Nefes Terapileri

Ülkemizde henüz böyle bir çalışma mevcut değil fakat Nefes Terapilerinin olumlu sonuçları her geçen gün daha fazla insan tarafından deneyimleniyor, fark ediliyor ve yaygınlaşıyor. Bilinçli farkındalığa erişebilmek için nefesi bir araç olarak kullanmak bedensel ve zihinsel rahatlamayı sağlamak mümkün oluyor. Nefesimize bilinçli bir yaklaşım geliştirmek ve bu tecrübeyi yaşamak kişinin kendisi hakkında olumlu fikirler geliştirmesine neden olmakta. Nefes Terapileri farklı seviyelerde bunu gerçekleştiriyor. Gergin bir beden ve zihinde oluşabilecek semptomları Nefes Terapisiyle bertaraf edebiliyoruz ve manevi varlığımızla da daha güçlü bir bütünlük hissedebiliyoruz.

 

Nefes Terapileri Kimlere Uygulanır?

Nefes Terapileri herkes için farklı seviyelerde ve farklı amaçlar için uygulanabilir.

ÇOCUKLARLA NEFES TERAPİSİ; oyun şeklinde pratik edilir çünkü oyun her çocuğun öğrenme aracıdır; hatta tüm hayvan yavruları da bu yöntemle yaşamı öğrenir.  Burada amaç; çocuğun nefesiyle erken yaşlarda tanışması, nefesini fark edip onunla ilgilenme alışkanlığını kazanmasıdır.

“Bizler biliyoruz ki; erken yaşlarda kazandığımız doğru alışkanlıklar, yaşamımızı uzun yıllar etkileme gücündedir. “

GENÇLERLE NEFES TERAPİSİ; Ergenlik döneminin getirdiği gelişimsel bir takım zorlukların aşılması konusunda onların, nefeslerine odaklanmalarını sağlayıp sürecin etkilerini hafifletmek amaçlanır.  Örneğin; Nefes Terapisi öfke kontrolünü sağlama konusunda oldukça etkilidir. Sınav döneminde gençlerin yaşadıkları stresle baş etmede başvurabileceğimiz etkili bir yöntemdir. Hem aile hem de genç kişi arasındaki etkileşim kalitesi anlamında kolaylaştırıcıdır ve etkili iletişim yollarına olanak verir.

HAMİLELERDE NEFES TERAPİSİ VE ÖNEMİ; Bilimsel araştırmalar; “annenin psikolojisi, bebeğin biyolojini yaratır” demektedir. Örneğin;  Adrenalin seviyesi yüksek olan bir annenin çocuğu “endişeye yatkın” bir özellikle dünyaya geliyor.

YAŞ ALMIŞ KİŞİLERLE NEFES TERAPİSİ; Sakin ve derin nefes alış verişleri şeklinde uygulanan bir Nefes Terapisi; akciğer kapasitesini arttıracak, nefes alış veriş ritmini düzene sokacaktır. Ayrıca bedeni   rahatlatıcı etkisiyle stresi azaltacaktır. Bedene alınan oksijen miktarının artışı sebebiyle kişinin enerji seviyesi de artmaya başlayacaktır.

04.

Nefes ve Meditasyon

Meditasyon ve stres azaltma teknikleri; yaşamımızın ortak olarak hem duygusal hem de biyolojik stresleriyle başa çıkmada bizi destekleyen, kolay bir yol sunar.

Bedenimizde nefesimizi limitlediğimiz alanlara nefes ulaştıkça, limitli nefes alma, nefesi tutma gibi alışkanlıklarımız da kendiliğinden sona erer. Kişi nefesinin volümünün arttığını, akciğerlerine belli bir ritimde nefesin aktığına tanık olur ve artık beden olması gereken nefes ritmini hatırlamış ve buna geri dönmüştür.

Tüm dikkatimizi nefesimize, nefes almaya odakladığımızda; bedenimizdeki var olan enerji de nefes alma derinliğine göre hareket edecektir. Nefesin derinleşmesiyle gelen bedensel ve zihinsel rahatlama ile birlikte meditasyon durumuna geçiş kolaylaşır.

 

Nefes terapisinin son aşamasında deneyimlenen derin meditasyon hali ve beyin dalgaları üzerindeki etkisi; bilinçaltına yeni imgeler yerleştirip onu ikna edebilmek, “bedeni tamamen rahatlatarak” saniyede 7-14Hz aralığında titreşen “ALFA” beyin dalgalarının oluşturduğu bilinç seviyesine inmekle mümkündür. Bir başka ifadeyle; “uyku ile uyanıklık” arasındaki bu süreç “ALFA seviyesidir. Meditasyon sürecinde ALFA düzeyindeyizdir.

 

Nefes Terapisi uygulaması, etap etap gelişen bir sürecin bütünüdür.  Terapinin sona ermesinin ardından bu sürecin en keyifli ve en derin rahatlamanın hissedildiği “bütünsel olarak derin bir meditasyon hali” deneyimlenir. Meditasyon hali, gevşemiş bir zihin-bedenin sonucudur ve kendiliğinden oluşur. Bu deneyim kişinin, meditasyon hakkındaki tüm sorularının cevabı şeklindedir. Nefes Terapisinin diğer bir katkısı da “derin meditasyon” yapabilme yeteneğini beraberinde getirmesidir.

 

Kişi, daha önceleri meditasyon yapma yeteneği geliştirmişse,  bunu çok daha derin şekilde deneyimlemeye başlar.  Eğer hiçbir meditasyon deneyimi yoksa, bunu en kolay ve kendiliğinden olacak şekilde deneyimlemiştir. Tüm bunlar amaçlanan nihai kazanımlardır. Kısacası; kişi kendi kendini iyileştirme gücünü Nefes Terapisi aracılığıyla dilediği ve ihtiyaç duyduğu zaman aktive edebilecek yeteneğe ulaşmıştır. Meditasyon konusunda da çeşitli seviyelerde pratik kazanmıştır.

 

Nefesi rahat akan, nefesi açılmış bir kişi kolayca meditasyon durumuna geçebilir ve kendi iç dünyasına kolayca odaklanabilir, dönebilir. Dışarıdaki herhangi bir uyaranı dikkate almadan bunu yapabilir. Nefes farkındalığı ve meditasyon sayesinde kişi, yaşamın getirdiği herhangi bir durum karşısında artık sakinliğini kaybetmeyecek ve olanı olduğu gibi görecektir.

Sonuç olarak; “Tüm bu kazanımlar bilinçli nefes alma becerisinin kendiliğinden gelişen sonuçlarıdır.” Nefesinize güvenin, onun bedeninizi ve zihninizi iyileştirme gücüne izin verin!

05.

Grup ve Aile Terapisi

I'm a paragraph. Click here to add your own text and edit me. It’s easy. Just click “Edit Text” or double click me to add your own content and make changes to the font. I’m a great place for you to tell a story and let your users know a little more about you.

06.

Seminer ve Eğitimler

I'm a paragraph. Click here to add your own text and edit me. It’s easy. Just click “Edit Text” or double click me to add your own content and make changes to the font. I’m a great place for you to tell a story and let your users know a little more about you.

07.

Bach Flowers

Dr. Edward Bach, 1886 yılında İngiltere’ de doğdu. Tıp eğitimini bakteriyolog ve patolog olarak tamamladı. Ömrünü bitkilerin iyileştirici güçlerini araştırmaya adamıştır ve derin bilgiler elde etmiştir. Bach Çiçekleri olarak adlandırılan çiçek esanslarının gelişimine öncülük etmiştir. 1930’lu yıllarda keşfettiği ve temel olarak insanda var olan 38 duygu durumu ile bu durumlarına karşılık gelen uygun çiçek özlerini tespit etti. Remedileri kullanarak, kendimizle ve yaşamla tekrar uyuma girebilmemiz amaçlanır.

Araştırmaları sonucunda Bach, kişinin kendi özünden kopmasını hastalıklarla ilişkilendirmiştir. Gerçekleşen bu uyumsuzluk durumunun, hastalığın derindeki ana sebebi olduğunu saptamıştır. Bach Çiçekleri Sisteminin remedileri her zaman doğal karakterimizin tasarımına uygun ve aynı zamanda da o ana özgü geçici olan ruh halimize dayanılarak seçilir. Bedendeki rahatsızlıkların zihinsel ve ruhsal seviyede bozulan dengemizin bir sonucu olduğu fikrine dayanır. Bir bütün olarak kişinin dengesinin bozulması, doğru remedilerin alınmasıyla birlikte tekrar dengeye oturur. Bach Çiçekleri Sistemi son derece basit ve sade bir mekanizmayla çalışır ve ihtiyaç duyulduğu her an kullanılabilir bir sistemdir.

bottom of page